seni rüyamda gördüm

bir insanin tanıdığı diğer bir insanı rüyasında görüp söylemesidir. genellikle eski sevgili yapar ve o rüyalar nedense hiç bitmez. allahtan rüyalar var da bahaneler var dedirtebilir bazen.

garip bir şekilde 1 haftadır duyduğum söz. bugün 4. kişi mesaj attı. işin ilginci hepsi birbirinden bağımsız insanlar birbirlerini tanımıyorlar yani. artık korkmaya başladım sanırım. içim bir huzursuz oldu. çünkü aralarından en yakın zamanda konuştuğum kişi ile minimum 2 ay önce konuştum. başıma bir şey mi gelecek nedir?

bu bir kişisel iletişim metodudur. özellikle yaşlı insanlardan bu cümleyi çokça duyabilirsiniz. (1970 öncesi doğanlar) siz bir şey söylemeye çalışıyor yada sizden bir şey öğrenmeye çalışıyorsa bu metodu kullanırlar. ninen; "seni rüyamda gördüm, kız arkadaşın varmış, kavga ediyorsunuz falan, çok kötüydü, hayırdır inşallah dedim" sonra o malum sorgulamalar; evladım kız arkadaşın varsa kıymetini bil bak kavga etmeyin! gibi gibi sizden geri dönüşlerle şekillenecek olan iletişim. siz var derseniz zaten istenileni alır. politik cevap verip, hayrolsun derseniz, devam eder rüya. he bir de şimdi hatırladım şöyle şöyle de gördüm falan gibi şeyler. iş yerlerdin de de o bahsettiğim kuşaktaki insanlar yapıyor. çok saçma ve ucuzca artık lütfen bu taktikleri geçelim. artık kimse kimseye değer vermeyecek kadar düşüncesizce yaşıyor, manevi olarak anlam yüklemediğiniz birini rüyanızda görmeniz çok zor bir durum. bilinçaltına bir şeyler yollamadığınız sürece alakasız bir insanı rüyanızda görüyorsanız, her gün sürekli görüyorsunuz diye manasızca görebilirsiniz ama ona bir anlam yüklüyorsanız içten içe o zaman görmeniz daha mümkün.

eski sevgilim görmüş beni çok üzgünmüşüm ağlıyormuşum ben de o an arkadaşlarla takılıyodum boğazda kahvemin fotosunu attım çok iyiyim diye:)

-yaz işte oğlum, ne kaybedersin? +peki ama ne diyeceğim? -yaz, seni rüyamda gördüm çok hastaydın, iyi misin falan de. +işe yarar mı dersin? -yaramazsa gel sik beni. +oha! kaz kafalı arkadaşımın gazına gelip bir aydır yüzünü görmediğim eski sevgilime mesaj atmaya karar verdim. ayrılmayı ben istemiştim. eşekler gibi pişman olan yine bendim. bi sigara yakarak telefonu elime aldım. rüya fikri fena değildi ancak yok hastaydın, yok kaza geçiriyordun, yok zırıl zırıl ağlıyordun şimdi iyi misin demeyecek, zaten darmaduman olmuş ruh halimizin iyice mna koyması muhtemel iç karartıcı diyaloglardan uzak duracaktım. tir tir titreyen parmaklarım tuşların üstünde hareket etmeye başladı: -merhaba, biliyor musun dün gece seni rüyamda gördüm. kuş cıvıltılarıyla şenlenmiş yemyeşil bir ormanda otların üzerine sere serpe uzanmıştık. kollarımdaydın. yine gözlerime aşkla bakıyor, usulca saçlarımı okşuyordun. dudaklarım dudaklarına o kadar yakındı ki, heyecandan kalbim yerinden fırlayacak sandım. evet sevgilim, dün gece seni rüyamda gördüm ben... biraz mehmet akif, biraz oktay rifat kokan satırlarıma son verip mesajı gönderdim. isteyince nasıl da duygusal ve romantik olabiliyordum. bütün mesele bir şeyi çok istemekle alakalıydı. bu kez bir keyif sigarası yaktım. beklenen, özlenen cevap ışık hızıyla geldi: +anca rüyanda görürsün!

Ben gerçekten görüyorum. Ona ölüyorum sanmasın diye karşımdakine söyleyemiyorum.